'2016' 'Temmuz' blog yazısı

Hava soğuk, işten dönüyorsunuz. Trenden indiniz ve eve kadar olan birkaç kilometre için araç arıyorsunuz. Fakat yoğun işe gidiş-geliş saatlerinde, yürümek için uzun, araba için kısa mesafeler için araç bulabilmek, özellikle büyük kentlerde neredeyse imkansızdır. Neyseki artık bir çözüm yolu bulundu; Sürücüsüz Araçlar.

Hintli motosiklet devi Hero Motor'un sürdürülebilir sistemler ile tasarlanan yeşil fabrikasının çatısındaki güneş panellerinin altında, klima sisteminin suyuyla beslenen sebze seraları bulunuyor.

Büyük metropollerde yoğun yapılaşmadan dolayı halkın ihtiyacı olan yeşil alanlara yer bulmak mümkün olmayabiliyor. New York’ta tasarımcı bir ekip buna kafa yordu ve Manhattan'da dünyanın ilk yeraltı parkı projesini (Lowline Park) tasarladı.

Giderek mimaride kalıcı yapı elemanı haline gelen, geri dönüşümlü, su geçirimsiz ve yangına dayanıklı nakliye konteynerlerini bina yapımı için kullanmak maliyeti azaltıyor ve inşaat süresini de kısaltıyor. Fransa’da bir köyde yapılan "Flying Box" evi de dönüştürülen nakliye konteynerleri ile inşa edilmiştir.

Matrix, Star Wars gibi bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz artırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik teknolojisi hızla hayatımıza giriyor. Artık Holografik Bilgisayarlar mimari tasarım sürecine de girdi.

Tabii ki çiftçilerin sorduğu bir soru değil bu ama yakın bir gelecekte olabilir. Bir grup girişimci, Rotterdam limanında yüzen mandıra inşa etmeyi planlıyor. Yüzen mandıra çiftliği, çevreye zararı azaltarak, gıda üretimini daha sürdürülebilir yapmayı ve giderek azalan tarım arazilerine daha az bağımlı olmayı hedefliyor.

Sıradan bir bavul gibi görünen ama aslında bir robot olan “Olive” (Zeytin), uçuşu yakalamak için size hatırlatabilir, terminal boyunca sizi takip edip, telefonunuzu şarj edebilir ve hatta elektrikli scooter gibi sizi taşıyabilir.

Sıradan ofislerin tarihe karıştığı günümüzde, çalışma, sosyal ve eğlence alanlarının bir arada olduğu -hepsi bir arada- konseptler gözde. LEGO’nun Danimarka'da inşa edilecek yeni genel müdürlük binası da sürdürülebilirlik ilkeleri ile renkli oyuncak tuğlalarından esinlenerek, neşeli ve eğlenceli yeni bir anlayışla tasarlandı.

Çevre dostu otelin cephesi boyunca yükselen, sekiz yüz bitki türü içeren biyoçeşitliliğe sahip dikey bahçeler sadece güzel değil aynı zamanda ekstra yalıtım, oksijen sağlar ve tüm odalara keyifli bir aroma verir.

Ne yazık ki Türkiye’de değil… Bildiğiniz gibi bizde tam tersi olur, yeşil alanlar yok edilip her yer betonlaştırılır.