Doğal yeşilliği bölgeye geri getirmeye odaklanan büyük bir peyzaj projesinin parçası olan Garður Landhouse, zorlu doğal şartlardan korunmak için çim örtüyle kaplanarak toprağın içine yerleştirilmiştir.
Doğal yeşilliği bölgeye geri getirmeye odaklanan büyük bir peyzaj projesinin parçası olan toprağa gömülü ev, Reykjavik merkezli Studio Granda tarafından tasarlanmıştır. Gardur, İzlanda'nın güneybatısında, Ytri Rangá Nehri'nin doğu kıyısında bulunan geniş bir arazidir. Arazinin çorak bitki örtüsü ile sert peyzajı, yakınındaki Hekla Yanardağı’nın küllerinin düşmesinin sonucudur.
Şu anda arazideki bozulmayı tersine döndürmek için, yerel fidanlar dikilerek doğal peyzajı bölgeye geri getirmeye odaklanan, dikkat çekici bir ağaçlandırma projesi yapılıyor. Topografyayı karakterize eden birçok kum tepesinden birinin altında inşa edilen 70 metrekarelik Gardur Landhouse bu ağaçlandırma projesinin kalbinde yer almaktadır.
Zorlu doğal şartlardan korunması için beton çatısı çimle kaplanan ve kısmen toprağa gömülen ev, pasif tasarım ilkeleriyle inşa edilerek peyzaja entegre edilmiştir. İki ucunda yatak odalarının yer aldığı dikdörtgen planlı evde, açık yaşam alanı ve mutfak, beton kemerin altında merkezi bir konumdadır.
Çevredeki manzarayı sunan, camdan oluşan kuzey ve güney cephelerinden bolca doğal ışık alan yeşil çatılı ev, odun sobası ile ısıtılmaktadır. Zemin kaplaması, bazalt agregayı ve kabuk parçalarını ortaya çıkarmak için cilalanmış beton mozaiktir.
Kaynak: archdaily.com + studio grandaFotoğraflar: Rui Ferreira
Editor - yesilodak.com