Avrupa’nın miras yapıları, görünmez bir tehlikeyle yüz yüze: Karbon sıkışması. Sigortacılar ve bankalar riskten kaçıyor, binalar hızla değer kaybediyor. Çözüm ise Barselona Yöntemi.
Avrupa’nın tarihi bölgelerinde geri sayım başladı. Uzmanlara göre birçok miras yapı, iklim düzenlemeleri nedeniyle ekonomik açıdan “karbon sıkışması”na uğrayacak. Bu kavram, binaların kültürel değerleri devam etse de yüksek emisyonları yüzünden finansal açıdan geçersiz hale gelmesini tanımlıyor.
Çelik, beton ve taş gibi yüksek karbonlu malzemelerle inşa edilen yapılar, 2030’a kadar %65 emisyon azaltımı şartını karşılayamıyor. Bu da bankaların krediyi, sigortacıların poliçeyi geri çekmesine yol açıyor.
Barselona Yöntemi Nedir?
Bu tabloyu görünür kılmak için çarpıcı bir deney Barselona’da yapıldı. Mies van der Rohe’nin ünlü Barselona Pavyonu, 2022’de “Mass is More” sergisi kapsamında bir karbon laboratuvarına dönüştürüldü. Pavyondaki mermer, traverten ve çelik, üzerlerine asılan “karbon etiketleri”yle sergilendi. Dijital modellemeler, hangi yıl hangi binanın düzenlemeler karşısında “geçersiz” olacağını gösterdi.
Ortaya çıkan yöntem, kısa sürede Barselona Yöntemi adıyla anıldı. Bu yaklaşım, tarihi yapıları “canlı sistemler” gibi ele alıyor. Geleneksel koruma sadece çatlaklara ya da yıpranmalara odaklanırken, Barselona Yöntemi görünmez karbon yükünü hesaplıyor. Böylece tarihi dokuyu bozmadan düşük karbonlu malzeme çözümleri geliştirilebiliyor.
Etki Avrupa’ya hızla yayıldı. Louvre’da karbon haritaları çıkarılıyor, İngiltere’de koruma kurumları karbon analizlerini zorunlu hale getiriyor. Birçok Avrupa şehri, miras bölgelerinde “karbon uyumluluğu”nu sismik güvenlik kadar temel kabul etmeye başladı.
Finans sektörü de bu dönüşümün parçası. Karbon uyumu belgelenmiş yapılar, daha uygun kredi ve sigorta koşullarına kavuşuyor. Uyum göstermeyenler ise hızla değer kaybediyor.
Uzmanlara göre iklim verileri artık tehdidi değil, mirası korumanın anahtarı. Geçmişin binaları, geleceğin karbon hesaplarıyla ayakta kalacak.
Editor - yesilodak.com