Marketten ya da pazardan aldığımız yiyecekleri belirlenen saklama koşullarında muhafaza ettiğimizde daha uzun süre koruyabilir ve kullanabiliriz. Ancak bildiğimiz yöntemlerin dışında, tamamen kendi başlarına bozulmaya yatkın yiyecekler vardır.
Ne kadar dikkat etsek, buzdolabının raflarını değiştirsek ya da onlara özel alan ayırsak da birazdan sayacağımız 8 yiyeceğe gözümüz gibi bakmamız gerekiyor. Çünkü onlar tıpkı mutfağın kirli noktaları gibi bozulup bozulmadığından emin olamadığımız, hangi bakterileriyle baş başa kaldığımızı bilmediğimiz yiyecekler oluyor.
Bir gün, hiç beklemediğimiz anda yediğimiz besinlerden farklı bir tat alırsak şaşırmayalım, çünkü çoktan son kullanma tarihi geçmiş, yiyecek bozulmuş olabilir.
Hatırı gönülü yok: Çiğ tavuk
Arkadaş hatırı için çiğ tavuk yemenin vakti çoktan geçti. Hatta henüz ne zaman pişireceğimize karar vermediğimiz tavuklar her an bozulabilir. Consumer Report'un yaptığı araştırmaya göre 300 çiğ tavuktan %97'si bakterilenmiş durumda. Tavuk bozulur mu bozulmaz mı düşüncelerini unutuyor, tarihi geçen tavukları hemen atıyoruz. Çünkü üzerindeki bakteriler son kullanma tarihi sonrasında büyük bir hızla üremeye devam ediyor.
Masum görünüyor: Semizotu ve ıspanak
Nemli ve tozlu ortamda yetişen, bu nedenle hem çürümesi hem de bakterilenmesi kolay olan bitkiler semizotu ve ıspanak. Bu ikiliye mancarı da ekleyebiliriz. Tavsiye edilen tüketim tarihi geçmiş olan bitkileri de almamamız oldukça önemli. Sebze ve meyveleri satın alırken paketlenmiş olması en iyi alternatiflerden bir tanesi.
İki kere düşünelim: Peynir
Listeria bakterisiyle yüz göz olmayı çok seven peynirlerin son kullanma tarihinin geçmiş olması demek onu doğrudan çöpe atmamız demek. Çünkü üzerinde hızla büyüyen bakterilerin yanı sıra vücudun sinir sistemini ortadan kaldıracak listeria'dan söz ediyoruz.
Aman dikkat diyelim: Yumurta
Yumurtanın çabuk bozulmayacağına dair bir algı vardır. Aslında yumurta içinde bakteri bulundurmasa da dışında adeta bir bakteri alanıdır. Bu yüzden tavsiye edilen tüketim tarihine yaklaşmış olan yumurtaları katı olarak haşlamak gerekir. Eğer son kullanma tarihi geçmiş bir yumurtayla karşı karşıyaysak hiç kullanmamak en mantıklısı olacaktır.
Hastalık da verebiliyor: Yeşillikler
Ispanak, semizotu ve mancarda olduğu gibi yeşil otlar olarak da söyleyebileceğimiz dereotu, maydanoz, tere, fesleğen kısa sürede bozulmasıyla meşhurdur. Satın aldıktan sonra dilediğimiz kadar iyi yıkayalım küçük yaprakları arasında tozları ve bakterileri tutmaya hazır olan otların bozulduğunu anlamak çok kolaydır. Rengi koyu yeşile döndüğünde artık onlarla yapacak hiçbir şeyimiz kalmamış demektir.
Bildiğimiz kasaptan geliyorsa: Kıyma
Süpermarketlerden satın alırken kıymayı doğrudan değil etten çektirerek almaya alıştık ancak kıyma makinesinin temizliği ve çektirdiğimiz etin tazeliği de önemli bir nokta. Son kullanma tarihi geçmiş et ürünlerinin beyaz peynirde olduğu gibi sinir sistemiyle ilgili sorunlar çıkarmasının yanı sıra vücudun diğer organlarına da hasar vermesi söz konusu.
Koku olmasa da: Şarküteri ürünler
Et ailesinin kurutulmuş, fümelenmiş, tütsülenmiş bireyleri: şarküteri ürünleri. Bu ürünler de listeria bakterisi taşıyabilir. Kötü haber ise listeria bakterisinin buzdolabı gibi soğuk alanlarda da üreyebilmesi. Sonuç olarak kokusu ya da görünürde bir kusuru olmasa bile son kullanma tarihi geçmiş olan her şarküteri ürünü bizim için bir tehlikedir.
Tüm meyveler dahil: Gülgiller
İçinde çilek ve frambuazın da bulunduğu gülgiller, tırtıksı yapısıyla içinde bakterileri tutmaya hazırdır. Kiklospora bakterisi taşıyabilen meyveler, son kullanma tarihleri geçtikten sonra asla tüketilmemelidir. Bu da demek oluyor ki dalından yiyebildiğimiz meyveler bizim için daha az risk taşır, uzun süre sonra buzhaneden gelenlerse çoktan bakterilenmiş olabilir.
Kaynak: yemek
Editor - yesilodak.com