Doğadan ayrı olmayan doğanın bir parçası olan şehirleri hayal edin. İnsanların ve doğanın beraber geliştiği yeşil şehirler…
Yeşil alanların bir lüks olarak değil, kentlerin bazı en büyük zorluklarına etkili bir şekilde hitap eden önemli bir kentsel altyapı olarak görüldüğü toplumlar, gerçekten gelişmekte olan toplumlardır.
2050'de, Dünya'daki her üç kişiden ikisi şehirde yaşayacak. Kırsaldan kentsel yaşama bu eşi görülmemiş insan göçü ile birlikte yaşam alanımızın tahribatının yanı sıra içme suyumuzu korumak ve yiyeceğimizi yetiştirmek için kullandığımız toprakların bozulmasına neden olacak Fransa'nın büyüklüğündeki bir arazi alanının hızla kentleşmesiyle sonuçlanacak.
Kötü planlanmış kentsel büyüme, kentlerin değişen iklim koşullarına karşı en iyi savunmasını, sera gazlarını azaltan ve toplulukların iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olan doğal sistemleri yok ediyor.
Bugüne kadar doğayı kucaklamaktan ziyade, şehirlerimizi ve kasabalarımızı buna karşı çalışmak için inşa ettik. Doğal çözümlere geçiş, şehirlerin zorluklarla baş etmesine yardımcı olabilir.
Doğanın faydalarının tüm insanlara ulaşabileceği sağlıklı, yaşanabilir mahallelerden oluşan geleceğin yeşil şehri, ekolojik ve ekonomik olarak daha dayanıklı olacaktır.
YEŞİL ŞEHİRLER SAĞLIKLIDIR
İklim değişikliği, şehirleri daha sıcak ve daha az yaşanabilir hale getirecek, solunum ve kalp hastalıklarını şiddetlendirecektir. Zaten ısı dalgaları şehir merkezlerini çarptığında ve kirli havanın sağlık etkilerine maruz kalındığında, her yıl milyonlarca kişi ölüyor.
Ancak doğru yerlere dikilen ağaçlar, kent sokaklarını serinletebilir ve havayı temizleyerek hastalıkları azaltabilir. Şehirleri daha yaşanılabilir kılmak ve kentsel yaşamı daha sağlıklı hale getirmek için ağaç dikelim.
Akıllı şehirler, vatandaşları için doğayı çok önemli bir altyapı türü olarak planlamaktadır.
YEŞİL ŞEHİRLER DİRENÇLİDİR
Şehirler, çatılardan ve beton yüzeylerden akan milyonlarca litrelik yağmur suyunu yönetmelidir. Bu su ciddi kirlilik sorunlarına yol açabilir ve daha sık ve sert olan fırtınalar sırasında tehlikeli su baskınlarına neden olabilir.
Bütün dünyada şehirler için doğal kentsel su çözümlerini değerlendirmeye yönelik yeni finansman mekanizmaları ve teşvikler geliştirilmelidir.
Kentsel yeşil alanlar, sıcaklığı ve hava kirliliğini azaltabilir, yağmur suyunu yönetebilir ve şehir yaşamını zenginleştirirken iklim etkilerine karşı koruyabilir.
YEŞİL ŞEHİRLER ADİLDİR
Şehirler sorun değil — onlar ve onları hayata geçiren insanlar, karşılaştığımız çevresel sorunların birçoğuna çözüm olabilir. Doğayı dahil eden iyi planlanmış şehirler, bir bütün olarak dünyaya sayısız faydalar sağlayabilir. Fakat çoğu kez, kentsel planlar, şehrin mahallelerinde yaşayan insanların ihtiyaçlarının çeşitliliğini göz önünde bulundurmada başarısız olmuştur. Bu da eşitsizliğe ve zorla yerinden edilmeye yol açmıştır.
Doğal çözümler tüm mahallelere fayda sağlamalıdır. Yerel yöneticiler şehirleri daha çevreci hale getirmek, herkes için daha sağlıklı, daha yaşanabilir topluluklar oluşmasını sağlamak için şehir sakinleriyle beraber çalışarak onların bakış açılarını dinlemelidir.
YEŞİL ŞEHİRLER GÜVENLİDİR
Şehirlerde yaşayan milyarlarca insan, yiyecek ve su için doğal dünyaya güveniyor ve dikkatli bir planlama yapılmazsa, bu talep kentsel yaşamı savunulamaz hale getirebilir.
Dünyanın her 5 büyük şehrinden 4’ü doğaya yatırım yaparak su kalitesini artırabilir. Ama şimdi harekete geçmezsek, her dört küresel şehirden biri 2050’de su kıtlığıyla karşı karşıya kalabilir.
Yerel yönetimler, doğal yaşamı koruma ve iş yaratılması gibi ek faydalar sağlarken, şehir sakinlerine ve işyerlerine içme suyu sağlayan su havzalarını daha iyi idare etmek ve erişimin iyileştirilmesi için yerel halkla birlikte çalışmalıdır.
Kaynak: global.nature.org
fotoğraflar: pexels.com
Editor - yesilodak.com