Paylaşın

YEŞİL BİLGİ

Rüzgar kulesi nedir?

Binaları soğutmak için rüzgarı kullanmanın geçmişi, binlerce yıl eskiye dayanmaktadır. Eski uygarlıklar, mimaride iç ortamları havalandırmak, sıcaklığı kontrol etmek ve serinletmek için, konum, iklime uygun malzeme, güneşe ve rüzgara yönelim gibi doğal araçlardan yararlandı.

Serin kalmanın antik yolu

Pasif iklimlendirme çözümleri çağdaş mimaride halen kullanılmaktadır. Yüzyıllardır hayatımızda olan bu çözümlerden biri olan rüzgar kuleleri, Mısır'dan Perslere kadar, evlerimizi serinletti. Emisyonsuz soğutma arayışında bir kez daha yardımımıza koşabilir.

Rüzgar kulesi veya rüzgar yakalayıcı (windcatcher), sıcak iklime sahip ülkelerde binlerce yıldır kullanılan geleneksel bir serinletici mimari unsurdur.

Bazı tarihçiler ve arkeologlar, M.Ö. 3000'den kalma, kül izi olmayan baca benzeri yapılara sahip bir Pers tapınağını keşfettikten sonra, rüzgar kulesinin mucidi olarak Persleri görürken, bazıları da, M.Ö. 1300'e kadar uzanan resimlerde Firavun Nebamun'un evinin tepesinde üçgen unsurlar görüldüğü için ilk olarak Mısır'da inşa edildiğine inanıyor.

Pasif ve etkili havalandırma sağlaması nedeniyle zamanla birçok bölgede kullanıldı.  Ancak etkinliği bölgeye ve iklim koşullarına özgü bir yapı olduğundan, her ülke kulenin tasarımını kendi çevresel özelliklerine göre uyarlamıştır.

Rüzgar kulesi nasıl çalışır?

Hava hareketi, sıcak havanın yükselmesi ve soğuk havanın alçalması sonucu oluşur. Rüzgar kulesi, esintiyi kontrol altına alarak iç mekana doğru yönlendiren, kil, ahşap veya tuğladan yapılmış bacaya benzer bir yapıdır. Bu kulelerin çalışma şekli, yüksekteki soğuk rüzgarı, gelen rüzgarın karşısındaki şaftı açık bırakarak eğik kenarlı dikey açıklıklar yoluyla aşağıya doğru yönlendirmektir. Soğuk hava mekana girdiğinde, iç mekanda dolaşan sıcak hava, rüzgar yakalayıcının karşı tarafında oluşturulan açıklıklardan dışarı itilir. Bazen yakalanan rüzgar daha fazla soğutma için yer altı su havuzlarının üzerinden akar.

Rüzgar kulesinin tasarımı nasıldır?

Rüzgâr yakalayıcıların farklı uluslara yayılması, rüzgârın yönüne ve binanın konumuna bağlı olarak, tek yönlü, çift yönlü, çok yönlü yapıların ortaya çıkmasına neden oldu. Genellikle dikdörtgen kulelerdir, ancak dairesel, kare, sekizgen ve diğer süslü şekillerde de görünürler.

Herkese uygun tek bir tasarım olmasa da, geleneksel bir rüzgar yakalayıcı, dört yönlü eğik açıklığa ve iç kanatlara sahip, kare kesitli dikey bir kuledir. Kulenin yüksekliği, kenar sayısı, açıklık sayısı ve iç kanatların miktarı ve konumu rüzgar yakalayıcıların verimliliğini artırmak için özenle tasarlanmıştır.

Rüzgar kulesinden neden vazgeçildi?

Kuleler, evleri soğutmak gibi işlevsel bir işlevi yerine getirmenin yanı sıra, güçlü bir kültürel öneme de sahipti. Ancak oluklara haşerelerin girmesi ve çöl kalıntılarının toplanması, birçok kişinin geleneksel rüzgar yakalayıcılardan uzaklaşmasına neden oldu. Bunların yerini fosil yakıtlarla çalışan, atmosfere sera gazı salan klima üniteleri gibi mekanik soğutma sistemleri aldı.

Rüzgar yakalayıcı gibi fosil yakıtsız soğutma yöntemleri yeniden canlanabilir. Bir rüzgar yakalayıcı, onu çalıştırmak için elektriğe ihtiyaç duymadığından, hem uygun maliyetli hem de yeşil bir soğutma şeklidir. Halihazırda küresel olarak toplam elektrik tüketiminin beşte birini oluşturan geleneksel mekanik klima ile, rüzgar yakalayıcı gibi eski alternatifler giderek daha çekici bir seçenek haline geliyor.


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Ozan Akalın

Editor - yesilodak.com