Paylaşın

TASARIM İNOVASYON

Refik Anadol yapay zekâyı sanatla birleştiriyor

Sanatçı Refik Anadol, Los Angeles’ta dünyanın ilk yapay zekâ müzesi DATALAND’ı açıyor. Müzenin açılış sergisi de, iklim değişikliğinin sarsıcı etkilerinin deneyimlendiği Büyük Doğa Modeli’ni (LNM) temel alıyor.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Ayça Ceylan, Refik Anadol ile 2025 yılında Los Angeles’ta açılacak dünyanın ilk yapay zekâ müzesi DATALAND’i ve çevresel sürdürülebilirlik-yapay zekâ arasındaki iş birliğini konuştu.

Büyük Doğa Modeli (LNM), doğanın güzelliğini, karmaşıklığını anlamak ve takdir etmek için yapay zekânın gücünden yararlanma arzusundan doğdu.

Stüdyo olarak doğanın harikalarını keşfetmek, öğrenmek ve bunlarla etkileşim kurmak için yeni yollar yaratabileceğimize inanıyoruz. LNM, bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için attığımız bir adım. LNM’nin geliştirilmesi, büyük miktarda doğal veri toplanmasıyla başladı. Bu veriler çeşitli etik kaynaklardan elde edildi, yarım milyara yakın yüksek çözünürlüklü görüntüler, 3B taramalar ve bilimsel ölçümler gibi. Sonrasında Google’ın en gelişmiş yapay zekâ modeli olan Gemini’yi, Meta’nın açık kaynaklı yapay zekâ modeli olan Llama’yı, NVIDIA ile eğitmek için kullandık. Gemini’nin 1 milyon tokenlik bağlam penceresi, LNM’nin karmaşık doğal süreçleri ve desenleri benzeri görülmemiş bir ayrıntı düzeyinde öğrenmesini ve işlemesini sağladı. LNM, yalnızca statik bir model değil, dinamik ve sürekli gelişen bir sistem olarak hayal ediyorum. Yeni veriler ve bilgiler eklendikçe LNM’nin doğa anlayışı da gelişiyor böylece LNM  sürekli olarak yeni bilgiler ve içgörüler üretebilecek. “

BÜYÜK DOĞA MODELİ

Geleceğin Zirvesi 2024’te neden mercanlara odaklanmayı tercih ettiniz?

Mercan resifleri, gezegenimizin en çeşitli ve değerli ekosistemlerinden biridir. Ancak iklim değişikliği, kirlilik ve aşırı avlanma nedeniyle ciddi tehdit altındalar. Mercan resiflerinin yok olması sadece deniz yaşamı için değil aynı zamanda milyonlarca insan için de yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Geleceğin Zirvesi 2024’te mercanlara odaklanmamızın nedeni, bu kritik ekosistemin karşı karşıya olduğu zorluklar konusunda farkındalık yaratmak ve koruma çabalarını desteklemektir. LNM aracılığıyla mercan resiflerinin güzelliğini ve kırılganlığını daha önce hiç olmadığı kadar canlı bir şekilde sergileyebiliyoruz. İnsanların mercan resiferinin önemini anlamalarına ve korunmalarına yardımcı olmayı umuyoruz.

2025 yılında Los Angeles’ta dünyanın ilk yapay zekâ müzesi DATALAND’ı açacaksınız. Müzenin açılış sergisi de Büyük Doğa Modeli’ni (LNM) temel alıyor. Spoiler gibi olacak ama iklim değişikliğinin sarsıcı etkilerinin deneyimlendiği günümüzde bu eser izleyiciye ne vaat ediyor?

DATALAND, yapay zekânın sanat, bilim ve teknoloji alanlarında yaratıcı potansiyelini keşfetmeyi amaçlayan yeni nesil bir müze deneyimi sunacak. Açılış sergimizde, LNM’yi kullanarak ziyaretçileri benzersiz bir yolculuğa çıkaracağız. Sergi sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmayacak aynı zamanda ziyaretçilerin yapay zekâ ve doğa arasındaki etkileşimi derinlemesine keşfetmelerini sağlayacak. LNM tarafından üretilen gerçek zamanlı görüntüler, sesler ve interaktif enstalasyonlar aracılığıyla, ziyaretçiler kendilerini doğanın kalbinde hissedecekler. İklim değişikliğinin etkilerini her zamankinden daha fazla hissettiğimiz bu dönemde, DATALAND, insanların doğayla olan bağını yeniden kurmalarına ve gezegenimizin geleceği hakkında düşünmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. DATALAND, sadece bir müze değil aynı zamanda bir düşünce ve ilham alanı olacak. Ziyaretçiler burada yapay zekânın yaratıcılık ve inovasyon için nasıl kullanılabileceğini görebilecek ve geleceğin teknolojileri hakkında yeni perspektifer kazanabilecekler.

Çevresel sürdürülebilirlik her geçen gün daha da dillenen ve büyüyen bir yaklaşım. Siz gündelik hayatınızda bu konuyla ilgili ne gibi davranışlara sahipsiniz?

Çevresel sürdürülebilirlik hem kişisel hem de profesyonel hayatımda öncelik verdiğim bir konudur. Evimde ve stüdyomda enerji ve su tasarrufu yapıyoruz. Atıkları geri dönüştürüyoruz ve mümkün olduğunca az atık üretmeye çalışıyoruz. Yerel ve sürdürülebilir ürünler satın alıyoruz. Doğayı koruma çabalarına destek veriyoruz.

İklim değişikliği bağlamında birçok acil mesele var. Elbette her biri önemli öte yandan size göre üç acil meselesi nedir?

İklim değişikliği, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biridir. Birçok acil mesele var ancak bana göre en önemli üç acil mesele: Küresel ısınmayı sınırlamak için sera gazı emisyonlarını hızla azaltmamız gerekiyor. Bu, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmayı ve enerji verimliliğini artırmayı gerektiriyor. İklim değişikliğinin etkileri zaten hissediliyor ve bu etkiler zamanla daha da kötüleşebilir. Uyum sağlamak, altyapımızı güçlendirmeyi, su kaynaklarımızı yönetmeyi ve afet risklerini azaltmayı gerektiriyor. En çok etkilenenler ise genellikle bu soruna en az katkıda bulunanlardır. İklim adaletini sağlamak, iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen topluluklara destek olmayı ve bu toplulukların iklim değişikliğiyle mücadele çabalarına katılımını sağlamayı gerektiriyor.

Bir bitki olsaydınız hangi bitki olmak isterdiniz ve neden?

Bir bitki olsaydım sekoya ağacı olmak isterdim. Sekoya ağaçları dünyanın en büyük ve en uzun yaşayan canlıları arasındadır. Binlerce yıl boyunca ayakta kalabilirler ve çevrelerine uyum sağlayarak zorlu koşullarda bile hayatta kalmayı başarırlar. Sekoya ağaçları, zorluklara dayanma ve uzun süre yaşama yeteneklerinin bir sembolüdür. Ben de sanatım ve çalışmalarım aracılığıyla kalıcı bir etki yaratmayı ve gelecek nesillere ilham vermeyi umuyorum. Çevreleriyle uyum içinde yaşarlar ve ekosistemlerinin önemli bir parçasıdırlar. Ben de çalışmalarımda doğayla uyum içinde olmayı ve çevresel sürdürülebilirliği önemsiyorum. Görkemli boyutlarıyla hayranlık uyandırır. Ben de sanatım aracılığıyla insanların hayal gücünü zorlamayı ve onlara ilham vermeyi hedefliyorum. Sekoya ağaçları, binlerce yıllık deneyimleriyle bilgeliğin ve dinginliğin simgesidir. Ben de sanatım aracılığıyla insanlara huzur ve ilham vermeyi amaçlıyorum.

Yapay zekâ ve enerji tüketimi arasındaki ilişki sıkça tartışılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yapay zekânın enerji tüketimi özellikle büyük ölçekli modellerin eğitimi söz konusu olduğunda önemli bir endişe kaynağı. Bu konunun farkındayız ve enerji ayak izimizi azaltmak için son 10 yıldır mantıklı ve uygulanabilir adımlar atıyoruz. En son teknolojiye sahip donanım ve yazılım kullanarak, enerji tüketimini en aza indiriyoruz. Mümkün olduğunca yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyoruz. Google ve NVIDIA ekiplerini bu konuda özellikle yönlendiriyoruz. Modellerimizi daha az enerji tüketecek şekilde optimize ediyoruz. Yapay zekânın enerji tüketimi konusunda farkındalık yaratmak ve bu konuda çözümler geliştirmek için diğer alanında öncü teknoloji kuruluşlarıyla işbirliği yapıyoruz.

Kendinizi iklim iyimseri olarak tanımlar mısınız?

İklim değişikliğiyle mücadele konusunda iyimser olmayı seçiyorum. Zorlukların farkındayım ancak aynı zamanda insanlığın bu krizi aşabilecek yaratıcılığa ve dayanıklılığa sahip olduğuna inanıyorum. Teknoloji, inovasyon ve kolektif eylem yoluyla daha sürdürülebilir bir gelecek yaratabiliriz.

Tekrar sanata dönmek isterim. Çevresel sanat sizin için ne ifade ediyor? Yapay zekâ ve doğa arasındaki ilişki iklim değişikliğinde insanlarda davranış değişikliğine neden olabilecek bir anahtar olabilir mi?

Çevresel sanat benim için doğanın güzelliğini ve kırılganlığını vurgulayarak izleyicilerde çevresel farkındalık ve sorumluluk duygusu uyandıran bir sanat formudur. Bu sanat türü doğayı sadece bir konu olarak ele almakla kalmaz, aynı zamanda doğanın kendisiyle etkileşime girerek doğal malzemeler kullanarak veya doğal süreçleri eserlerine dahil ederek sanatı doğanın bir parçası haline getirir. Yapay zekâ ve doğa arasındaki ilişki ise çevresel sanatın etkisini artırmak ve iklim değişikliğiyle mücadelede insan davranışlarını değiştirmek için güçlü bir araç olabilir. Yapay zekâ, doğal süreçleri simüle ederek iklim değişikliğinin etkilerini görselleştirerek veya doğanın karmaşıklığını ve güzelliğini ortaya koyarak insanları derinden etkileyebilir ve harekete geçirebilir.   Kısacası çevresel sanat, yapay zekânın gücüyle birleştiğinde iklim değişikliğiyle mücadelede insanları bilinçlendirmek ve harekete geçirmek için etkili bir araç olabilir.

Son zamanlarda okuduğunuz, izlediğiniz ve dinlediğiniz sizi derinden etkileyen eserler var mı?

“The Overstory”, ağaçların ve insanların yaşamlarını iç içe geçirerek anlatan, doğayla olan ilişkimizi derinden sorgulamamıza neden olan bir başyapıt. Richard Powers’ın anlatımındaki poetik güç ve bilimsel derinlik, beni derinden etkiledi ve çalışmalarıma yeni bir perspektif kazandırdı.


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Yeşil Odak

Editor - yesilodak.com