Doğa ve mimarinin bütünleşmesini yeniden tanımlayan, üç katlı bir bahçe oluşturarak yerden yükselen ev, manzara ile yaşam alanları arasında akıcı bir diyalog yaratıyor.
Nirvana kavramı gerçeklikten kopuk uzak bir hedef olmaktan ziyade, günlük yaşamın ortasında elde edilebilen bir varoluş halidir. Bu öncülü izleyen genç bir çift için tasarlanan ev projesi, bu kavramı somutlaştıran sınırlamalar olmadan evrenle dengeyi koruyabilecekleri fiziksel bir alan yaratmayı amaçladı. Sadece bir ev değil, her şeye bağlı ve aynı zamanda her şeyden kopuk olan merkezi bir noktadır.
Arjantin’de Buenos Aires'in Pilar bölgesinde, bir polo sahasının karşısında yer alan Nirvana House, AtelierM tarafından tasarlandı. Mimari tasarımla kusursuz bir şekilde harmanlanarak üç katlı bir bahçe olarak tasarlanan ev, geniş pencereleriyle çevredeki bitki örtüsünü kucaklayarak iç ve dış mekanlar arasında dingin ve uyumlu bir bağlantı sağlıyor.
400 metrekarelik iki katlı evde yerleşim işlevsel olarak bölünmüştür. Sosyal etkileşimi ve dış mekanlarla bağlantıyı artıran zemin katta, yemek ve oturma alanlarını içeren salon ve mutfak, iç bahçelerle ayrılmış çalışma odası ve misafir odası yer alırken, üst katta üç yatak odası bulunuyor.
Doğal ışığı ve havalandırmayı optimize etmek için pasif tasarım stratejileriyle tasarlanan evde kullanılan az bakım gerektiren malzemeler, yapının çevresiyle zarif bir şekilde bütünleşmesini sağlıyor. Nirvana House, mimarisinin çevresini yalnızca tamamlamadığı, aynı zamanda yücelttiği, inşa edilmiş alan ile doğa arasındaki sınırları aşan yenilikçi bir konut yaklaşımıdır.
Mimari: AtelierM
Fotoğraflar: AtelierM
Editor - yesilodak.com