Paylaşın

MİMARLIK

New York taşrasında bir kulübe

Çevresiyle bir denge içinde var olması amaçlanan sadece gerekli şeyleri sağlayan, basit, şebekeden bağımsız küçük ev, o kadar ücra bir yerdeki onu ancak arayan bulabilir. Bu tam olarak mimarın niyetiydi.

New York, Fremont'ta konumlanan Edifice olarak adlandırılan kulübe, Marc Thorpe Design tarafından tasarlandı.

Gösterişten uzak dikdörtgen formlu kulübe 46 metrekare alana sahiptir ve neredeyse tamamen sedir ağacından yapılmıştır.

Aşkıncı Emerson ve Thoreau'nun yazılarından ilham alan kulübe, içe dönük mimarinin ve aşkıncılığın modern çağımızdaki bir örneği olarak duruyor.

Aşkıncılık, insanların ve doğanın doğasında var olan iyiliğe olan inanç olarak tanımlanır. Toplumun ve kurumlarının bireyin saflığını bozduğuna ve insanların gerçekten kendi kendine yeterli ve bağımsız olduklarında ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarına dair inanç. Yapının mimarisinde bu, fiziksel izolasyonu, özcü programlaması ve kendi kendini idame ettiren altyapısıyla sergileniyor.

Koyu renkli ahşapla sarılmış cephede sadece iki pencere vardır: Kuzey cephesinde büyük bir pencere ve Güney cephesinde küçük bir şerit pencere. Penceresiz Doğu ve Batı cepheleri, ışık ve gölgenin koyu renkli ahşap üzerinde dans etmesine izin veriyor.

Kuzey duvarını içe doğru çekme eylemi, New York'un bu bölümünde sıklıkla bulunan geleneksel çiftlik evlerindeki sundurmalara ince bir gönderme olan yarı kapalı bir açıklık oluşturuyor. Cephenin boyasız sedir içeren tek parçası gömme sundurma dış cephede bir anlık hafiflik sağlıyor.

İç mekanlar da dışarıdaki hikayeyi devam ettiriyor. Sedir ve basit tasarım. İçeri girdikten sonra, bina programı yaşamak, yemek yapmak, yemek yemek ve uyumak üzere dört bölgeye ayrılıyor. Bir “yaşam döngüsü” programı olarak tanımlanan, insan yerleşiminin ve sürdürülebilirliğin asgari özüdür.  

Mekanın merkezinde, uykuyu yaşam alanından ayıran hizmet çekirdeği bulunuyor. Çekirdeğin içinde, yerleşimi sürdürmek için gerekli sistemler bulunur. Kulübe yerleşimiyle ilgili tüm sistemler "şebekeden bağımsız" olarak tanımlanır. Bu sistemler güneş enerjisi, su hasadı ve kompost tuvaleti içeriyor. Odun sobası ile ısıtılan evde elektrik yoktur, aydınlatma mum ile sağlanmaktadır.

Bu mimari, sürdürülebilir teknoloji ve altyapı aracılığıyla çevreye sistematik olarak bağlıdır ve sıfır ekolojik ayak izi ile tamamen kendi kendini idame ettirebilir.

Kaynak: Marc Thorpe Design

Fotoğraflar: Marco Petrini


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Zehra Karahasan

Editor - yesilodak.com