Yağmur ormanları deyince muhtemelen aklınıza ilk gelen şey kuraklık olmamalı. Nature dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, yağmur ormanları ve kuraklığın düşündüğümüzden çok daha ilişkili olduğu anlaşılıyor.
Yağmur ormanları deyince muhtemelen aklınıza ilk gelen şey kuraklık olmamalı. Nature dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, yağmur ormanları ve kuraklığın düşündüğümüzden çok daha ilişkili olduğu anlaşılıyor. Tropikal yağmur ormanları, kuraklık zamanlarında, ilk önce en heybetli ağaçlarını kaybediyor.
Araştırmalar, iklim değişikliği ve kuraklığın ormanları hızla azalttığını göstermişti. Gezegen ısındıkça, iklim düzeni değiştikçe, kuraklığın uzatmalı olarak hem daha sık, hem de yeni yerlerde meydana geleceği öngörülüyordu.
Bu kurak dönemde, ağaçlar ihtiyacı olan suyu tüketmeye başladığında, en büyük ve geniş ağaçlar birer birer ölmeye başladı. Ağaçlardaki kurumanın, metabolizmaya dair bir sebep olabileceği üzerinde duruldu. Su eksikliği, ağacın oksijen ve güneş ışığını büyümesi için ihtiyacı olan karbonhidratlara çevirme yetisini kapatıyor, ağaçlar açlıktan ölüyor olabilirdi.
Edinburgh Üniversitesi’nden bilim adamları 13 yıl boyunca Brezilya Amazon’unda süregelen kuraklık altındaki ağaçları incelediler ve bunun altında başka bir neden olduğunun farkına vardılar. Aç kalmak şöyle dursun, ağaçlar normal bir şekilde büyümelerine devam ediyorlardı, ama bir anda ölüyorlardı.
Görünüşe göre ormanın en heybetli ağaçları, aynı zamanda sistematik bozulmalara karşı en hassas ve savunmasız olanlarıydı. Ağacın kökünden doruklarına su taşıyan minik hücreli kanallar, ağacın özündeki hava kabarcıkları tarafından tıkanıyor, bu küçük tıkanmalar da dolaşım sistemini boğarak çoğu zaman ağacın ölümüne sebep oluyordu.
İnsanlardaki, halk arasında kan pıhtı atması denilen, sağlık problemine gösterdiği benzerlik şaşırtıyor.
Kaynak: grist.org
Editor - yesilodak.com