Paylaşın

ÇEVRE

İklim Mağdurları Forumu: “Mağdur Ülkeler Arasında İşbirliği Güçlendirilmeli”

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından 8-18 Mayıs tarihlerinde Bonn’da düzenlenen iklim konferansı düzenlendi.

 

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından 8-18 Mayıs tarihlerinde Bonn’da düzenlenen iklim konferansı düzenlendi. Konferans 6-17 Kasım tarihlerinde yine Bonn’da gerçekleştirilecek ve başkanlığını Fiji’nin yapacağı COP23’e hazırlık niteliğindeydi. Bonn iklim konuşmalarında ilerleme sağlanan en önemli konulardan birisi, mağdur ülkeler arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi kararı oldu

48 ülkenin üye olduğu İklim Mağdurları Forumu bir açıklama yayınlayarak, son iki haftada Bonn’da yürütülen iklim müzakerelerinde sağlanan ilerlemeyi memnuniyetle karşıladığını ifade etti. 1 milyardan fazla insanı temsil eden forum, Paris Anlaşması’nın uygulanmasına dair atılan adımların çok önemli olduğunu vurguladı. Açıklamada özellikle, Paris Anlaşması’nın hedeflerine bağlı kalmak ve 1.5 derece hedefini tutturmak için işbirliğinin giderek artarak devam etmesi gerektiği ifade edildi.

Etiyopya Çevre, Orman ve İklim Değişikliği Bakanı Debasu Bayleyeng Eyasu “1.5 derece hedefini tutturmak bir hayat memat meselesi. İklim için eyleme geçmek, riskleri azaltacak, havayı temizleyecek, binlerce yeni iş alanı yaratacak, finansal istikrarsızlıkları ortadan kaldırabilecek ve yerel kaynaklarımızı sürdürülebilir bir biçimde kullanmamızın yolunu açacaktır” yorumunu yaptı.

Filipinler İklim Değişikliği Komisyonu Başkanı Emmanuel M. De Guzman ise, Trump’ın seçim sloganına atıf yaparak “İklim eylemi olmadan hiçbir ülke tekrar iyi olmayacak” dedi.

De Guzman “Mağdur Ülkeler Forumu üyeleri ve birçok diğer ülke daha güçlü hedefler koymaya devam ettikçe, Paris Anlaşması’nın hedeflerine daha hızlı bir biçimde ulaşacağız ve anlaşmayı baltalamaya çalışan istisnai çabalar da boşa çıkacak” diye ekledi.

İklim Mağdurları Forumu tarafından yayınlanan bildiri 2018 yılının önemine de dikkat çekiyor ve “2018 yılında tüm ülkeler Paris Anlaşması’nın ruhuna uygun bir biçimde hedeflerini güçlendirmeliler” diyor.

Basın toplantısında konuşan Kosta Rika İklim Baş Müzakerecisi William Calvo ise ülkesinden örnek vererek iklim eyleminin ne kadar başarılı olabileceğini ortaya koydu.

Calvo, “Kosta Rika yılın neredeyse tamamında yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyor. Ama burada durmayacağız, şimdi de ulaşım sektörünü karbonsuzlaştırmaya başladık” dedi. İklim Mağdurları Forumu aynı zamanda Paris Anlaşması çerçevesindeki Yeşil İklim Fonu’nda biriken fonların bir an önce gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için harekete geçirilmesi gerektiğini de vurguladı.

29 farklı küresel riskin önümüzdeki 10 yılda gerçekleşme olasılıklarını değerlendiren Dünya Ekonomik Forumu 2016 Yılı Küresel Riskler Raporu, 2016 yılında en yüksek potansiyel etkisi olan risk olarak, iklim değişikliğinin azaltılmasında ve iklim değişikliği uyumunda başarısızlık olarak tespit etmişti. Böylece 2006 yılından bu yana yayımlanan raporda ilk kez bir çevresel risk birinciliğe çıkmış oldu. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabetçilik ve Riskler Başkanı Margareta Drzeniek-Hanouz’un rapora yaptığı yorumlar şöyleydi: “İklim değişikliğinin göç ve güvenlik gibi diğer risklerin şiddetini artırdığını biliyoruz, ancak bunlar hızla evrilerek toplumları, çoğunlukla da öngörülemez biçimlerde etkileyen tek bağlantılar değiller. Bu tür risklere karşı azaltma önlemleri önemlidir, ancak uyum hayatidir.”

 

 

Yeşil İklim Fonu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde 2010 yılında kuruldu ve sadece gelişmekte olan ülkeler için fon sağlıyor. Şu anda gelişmiş ülkelerce taahhüt edilmiş 10.8 milyar dolar civarında bir fon bulunuyor. Yeşil İklim Fonu, gelişmekte olan ülkeler için verilen uyum, azaltım, düşük karbon ekonomisine geçiş, iklim değişikliğine dirençli ekonomik büyüme, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme için sağlanan fonların verilmesini sağlıyor. Fon bütçesini 2020 yılına kadar 100 milyar dolara yükseltmeyi ve gelişmekte olan ülkelerin Paris Anlaşması’nı uygulanmasında bir dönüm noktası olmayı amaçlıyor.

İklim Mağdurları Forumu, Afrika, Asya, Karayipler, Latin Amerika ve Pasifik’ten 48 ülkenin, ortak amaçlar doğrultusunda küresel iklim değişikliği ile mücadele amacı ile 2009 yılında kuruldu. Forumun 2016-2018 başkanlığını Etiyopya yürütüyor. Forum’un üyeleri şu ülkeler: Afganistan, Bangladeş, Barbados, Bhutan, Burkina Faso, Kamboçya, Komoros, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Fiji, Gana, Grenada, Guatemala, Haiti, Honduras, Kenya, Kiribati, Madagaskar, Malawi, Maldivler, Marshal Adaları, Moğolistan, Fas, Nepal, Nijer, Palau, Papua Yeni Gine, Fililipler (Başkan), Rwanda, Saint Lucia, Senegal, Sudan, Sri Lanka, Sudan, Tanzanya, Timor- Leste, Tunus, Tuvalu, Vanuatu, Vietnam ve Yemen.

Doğal Varlıkları Koruma Konseyi’nin geçen sene sonunda yayınladığı rapor, dünyanın en büyük ekonomilerinin, iklim değişikliğiyle ilgili verdikleri taahhütlerle büyük bir çelişkiye düşerek, yurtdışında kömürlü termik santrallere, kömür madenciliğine ve altyapısına milyarlarca dolar yatırdığını ortaya koydu. Bu, tüm dünyanın önümüzdeki on yıllar boyunca, iklim değişikliğinin daha tehlikeli boyuta geleceği bir karbon kapanına kısılması anlamına geliyor.

Rapora göre, geçtiğimiz dokuz yılda, başta Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore ve ABD olmak üzere G20 ülkeleri, Vietnam, Güney Afrika, Avustralya ve Endonezya gibi ülkelerde kömürün gelişimi için 76 milyar dolar yatırım yaptı. Bunun beşte dördünü Çin, Japonya, Almanya ve Güney Kore gerçekleştirdi. G20 ülkeleri 24 milyar dolar değerinde yeni kömürlü termik santral projesine daha yatırım yapmayı planlıyor. G20 ülkelerinin yaptığı kömür finansmanından en fazla pay alan ülkeler Endonezya (11 milyar dolar), Vietnam (10 milyar dolar) ve Güney Afrika (7 milyar dolar).

The Natural Resources Defense Council (NRDC - Doğal Varlıkları Koruma Konseyi) ve Oil Change International (OCI) tarafından açıklanan rapor, kısaca şunu söylüyor: “Dünyanın en büyük kirleticileri bir yandan Paris Anlaşması’nı onaylayıp iklim değişikliğiyle mücadele için kendi ülke sınırları içinde karbon salımını azaltma taahhütleri verirken, diğer yandan başka ülkelerde kömürün gelişimini destekleyerek karbon kirliliğinin önünü açıyor. Sonuç olarak kaybeden yine gezegenimiz oluyor.”

 

Kaynak:  dunya


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Elif Parlak

Editor - yesilodak.com