Güneş geceleri kaybolduğunda, enerjisi de kaybolur. Şimdi bilim adamlarının bir çözümü var. Araştırmacılar sera gazı emisyonu yaymadan, 24 saat çalışabilen dünyanın ilk güneş enerjisi reaktörünü geliştirdi.
Uluslararası güneş enerjisi araştırmacıları havada çalışan, hidrojen gibi herhangi bir güneş enerjisi yakıtı üretebilen ve termal enerji depolayan, Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sistemi (Concentrated Solar Power-CSP) kullandıkları, gündüz veya gece çalışabilen bir güneş reaktörü olan CONTISOL'u başarıyla test ettiler. CONTISOL, sera gazı emisyonları olmadan hidrojen gibi yakıt üretebilmektedir.
Güneş enerjisi yakıtlarından beklenti, bugün doğalgazdan hidrojen yapmanın getirdiği iklim hasarına neden olan karbon emisyonu olmadan, hidrojen gibi sıfır karbonlu yakıtlara sahip olabilmektir. Bu nedenle güneş enerjisi reaktörlerini mükemmelleştirme yüzde 100 temiz enerji geleceğinin anahtarıdır.
Bilim insanları, termal kimyasal sürecini başlatmak için gerekli olan ısı için fosil yakıt yakmak yerine, H2O'dan H2 (hidrojen) ayırmak gibi kimyasal tepkimeler için, güneş ışınlarını bir alıcıya konsantre eden aynaları kullanan CSP teknolojisi tarafından ısıtılmış çeşitli reaktörleri test ediyorlar.
Uzmanlar, termokimyasal reaksiyonlar için sıfır karbonlu ısı elde etmek için - 1500 C'ye kadar yüksek sıcaklıklarda çalışabilirler - CSP'nin doğrudan ısısını, fotovoltaik veya rüzgardan gelen elektrikten daha verimli bir temiz enerji kaynağı olarak görüyorlar.
Yüzyıllar boyu sınırsız bir güneş ışığı kaynağı olacak ve termokimya güneş enerjisiyle yönlendirildiğinde hiçbir iklim etkisi olmayacaktır. Fosil enerji ile karşılaştırıldığında tek dezavantajı güneşin geceleri batması.
CSP Teknolojisi Aracılığıyla Gece Güneş Enerjisi
Şimdi, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR) 'nde yer alan bir grup bilim insanı, önceden geliştirilmiş iki sistemi birleştirerek, mevcut fosil yakıtlı yöntem gibi 24 saat boyunca ısı sağlayabilen ancak emisyonsuz yeni bir güneş enerjisi reaktörü kurdu ve test etti.
“Geçmişteki güneş reaktörleri, geceleri güneşin olmadığı zamanlarda ya da bulutlu günlerde ne yapılacak problemini yaşıyordu.” diyen ekip lideri Justin Lapp, sıcaklık düştüğünde ya reaksiyonun durdurulması ya da reaksiyona giren maddelerin akış hızının yavaşlatılması gerektiğini, bunun da dışarı çıkan ürünlerin miktarını azalttığını söyledi. Reaktörü soğutmak için geceleri kapatıldığında sadece kalan ısıyı israf etmez, aynı zamanda ertesi sabah sıfırdan başlatılır.
CONTISOL'un ana fikri iki reaktörün bir araya getirilmesiydi. Güneş ışığının doğrudan kimyasal işlem yaptığı bir taraf ve enerji depolamak için diğer taraf. Ekip şimdiye kadar, sadece 5kW'lık bir enerji çıkışı ile 850 derecede çalışabilen küçük ölçekli bir prototip geliştirdi.
Justin Lapp, "Bu ölçek basitçe nasıl kontrol edileceğini anlamak için bilimsel bir prototip. 5 kW'da ticari olmayacak. Ticari olarak, endüstriyel ölçekli reaktörler için 1-5 MW en küçük boyutta olacak ve 100 MW'a kadar hatta daha büyük ölçeklendirebilirler." dedi.
Ayrıca Lapp, “Isı transferi ortamı olarak havanın avantajları, erişilebilir olması, serbestçe bulunabilmesi ve bol olmasıdır. Hava korozif değildir ve herhangi bir sızıntı önemsiz olur, bu nedenle kapalı bir döngü içinde yer alması gerekmez.” diye açıkladı.Kaynak: eurekalert.org
Editor - yesilodak.com