Fransa’da meşe ormanı ve göl içeren 40 hektarlık arazilerinin ortasına ev yaptırmak isteyen mal sahiplerini ikna eden mimarlar evi gölün üzerinde tasarladı.
Parçaları fabrikalarda üretilen ve taşınabilen prefabrik yapıları biliyoruz. Ama bu prefabrik evin diğerlerinden farkı katlanabilir olması.
Genelde dar ve uzun bitişik nizam yapıların iç mekanları karanlık ve kasvetli olabiliyor. Bu dar cepheli evin iç mekanları ise akıllıca yerleştirilmiş çatı pencereleri sayesinde doğal ışıkla doludur.
Ağaçları kayalık sahilden geri çeken kuvvetli rüzgarların yarattığı doğal bir açıklığa oturan haftasonu evi çevresi ile arasındaki geleneksel sınırları bilinçli bir şekilde kaldırıyor.
Bir sanatçı için hem ev hem atölye olarak tasarlanan bu modern kulübe, yıkılmak üzere evlerden geri kazanılmış malzemelerden oluşuyor.
Çatısında tarım bahçesi olan çevre dostu evin, ana fonksiyonel alanları yeşil iç bahçelere bakıyor ve iki taraflı doğal ışıktan yararlanıyor.
Doğal peyzaj üzerinde minimum etkiye sahip olan ilham verici ahşap ev, zeminden yüksekte bir vadinin en dik kısmına bir köprü gibi oturuyor ve göle bakıyor.
Kendi yiyeceklerini üretmek ve şebekeden bağımsız yaşamak isteyen genç bir aile için Ying-Yang sembolünden esinlenerek tasarlanan evin çatısı teraslar olarak düzenlenmiş tarım bahçelerinden oluşuyor.
Elektriğini güneş enerjisinden sağlayan, yağmur suyu toplama sistemi olan sürdürülebilir evde, banyodan ve mutfaktan çıkan atık su geri dönüştürülerek meyve ve sebze bahçelerini sulamada kullanılıyor.
İç ve dış mekanlar arasındaki etkileşimin önemli bir rol oynadığı yerel mimariden esinlenen büyük aile evi, güneş enerjisi panellerinden, yağmur suyu toplama sistemine kadar değişen enerji verimli sistemlere sahiptir.