İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, olası bir İstanbul depreminde 50 bin yapının hasar göreceğini, 150 bin kişinin öleceğini ve en az 2 milyon insanın evsiz kalacağını söyledi.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi`nin üzerinden geçen 17 yıllık süre içerisinde depremle ilgili yapılanlar, yapılmayanlar ve yapılması gerekenler ile ilgili İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe tarafından basın toplantısı yapıldı.
Basın açıklamasından notlar;
Dünyanın oluşumundan bugüne kadar depremler hep vardı bundan sonra da sürekli olarak var olacaktır. Ülkemiz, 17 Ağustos 1999 tarihinde son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadı.
BUGÜN 1 AFETTEN 5 AFET YARATAN BİR İSTANBUL VAR
İstanbul 7 ve üzeri büyüklükte bir depremi mutlaka yaşayacaktır. Yapı stokunun büyük bir kısmının deprem güvenliği yoktur.
Kentlerimiz inşaat projelerinin birer ARAZİSİ" haline dönüştürülmüştür. İnsan, tarih, doğal çevre, orman, dere, su ve geçmişe tanıklık edecek ne varsa yok edilmiştir. Yeni bir İstanbul yaratmak için ormanlarımız ve su havzalarımız da birer "ARAZİ" olarak görülmüştür.
Doğal kaynakların yanlış kullanımı kaynakların tükenmesine ve doğal afetlerin giderek artmasına neden olmuştur.
Yeni bir İstanbul yaratma adına ormanlarımız ve su havzalarımız imara açılıp kullanıldı. 540 bin hektar alana sahip olan İstanbul’un, 56 bin hektarlık kısmı askeri alanlardır.
Birçok askeri alan dönüştürüldü, yapılaşmaya açıldı. Bu askeri alanların yapılaşmaya açılması doğru değildir. Çünkü İstanbul’un hava alma kanalları olarak sadece askeri alanlar ve mezarlıklar kaldı.
İstanbul’da yıkılıp yapılmayı bekleyen 2 milyon konuttan çıkacak olan 200 milyon ton atık malzemenin, geri dönüştürülmesine ilişkin bir strateji belirlenmemiştir. Yıkımdan çıkan molozlarla deniz doldurulduğu için eko sistem bozuluyor.
17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli Doğu Marmara Depreminin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki, mekan ve çevre güvenliği olan bir yapılaşma düzeni oluşturulamadı.
Dolgu alanları ve dere yatakları imara açıldı yerli yersiz yerlere AVM ve gökdelenler yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor.
1999 depremleri önemli ölçüde can ve mal kayıpları ortaya çıkarmakla kalmamış, çok daha büyük bir tehlikenin henüz yaşanmamış olduğunu da ortaya koymuştur. Bu deprem Marmara Denizi`nin içinde olacak bir depremdir ve İstanbul`la birlikte çevre illeri de önemli ölçüde etkileyecektir.
İnsan kontrolünün dışında bulunan ve yüzyıllardır olduğunu bildiğimiz bir deprem gerçeğimiz var. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, yaşayacağımız İstanbul Depremi 7 (yedi)ve üzeri büyüklükte olacaktır.
Eskiden patates üretilen tarlalara ve dolgu alanlarına otomobil fabrikaları kurulmuştur. Oysa dünyanın hiçbir yerinde birinci sınıf sulu tarım toprakları ve dolgu alanları olan yerler yapılaşmaya açılmaz.
Kaçak ve mühendislik hizmeti almadan oldukça fazla sayıda yapı üretilmiştir. Mühendislik uygulamaları birer formaliteye dönüştürülmüştür.
17 Ağustos Depreminin ortaya çıkardığı ağır bedelden yeterince ders alınmaması, 2011 yılında yaşamış olduğumuz Van-Erciş Depremi`nin acı yüzüyle bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.
Geleceği Nasıl Kurgulayacağız?
Geleceği ancak ve ancak bugün var olan bilim ve mühendislikle ilgili bilgileri kullanılabilir bilgiye dönüştürdüğümüzde düzenleyebiliriz.
Bugüne kadar birçok deprem yaşadık bundan sonrada yeni depremler yaşayacağız. Bir doğa olayının afete dönüşmesi insan kaynaklı eksiklikler ve hatalar zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Sorun depremin kendisinde değil yapı stokunun riskli olmasıyla ilgili bir konudur. Mühendislik bilimi ve bilgisi dikkate alınarak üretilen yapılar depremlerde bir afet yaratmazlar
Sorunu sorun olmaktan çıkaracak olan deprem yaşanmadan önce alınacak önlemlerde saklıdır.
Fotoğraf: Hasan Türkkan
Kaynak: istanbul.imo.org.tr
Editor - yesilodak.com